TÜRKONFED'den Büyük Deprem İçin 'Gelecek Asır Fonu' Çağrısı!

TÜRKONFED, beklenen büyük İstanbul depremine karşı özel sektör ve kamu işbirliğinde kapsamlı bir deprem fonu kurulması çağrısında bulundu. Başkan Süleyman Sönmez, "Gelecek asrı kapsayacak bir fon" önerisiyle ekonomik hasarları önlemeyi hedefliyor. Depreme dayanıklı kentler inşa etmenin Türkiye'nin beka meselesi olduğuna dikkat çekti.

TÜRKONFED'den Büyük Deprem İçin 'Gelecek Asır Fonu' Çağrısı!
reklam

Türk İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Süleyman Sönmez, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 25. yılı nedeniyle yaptığı açıklamada, Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi gerektiğini bir kez daha vurguladı. Depremin sadece can kaybına değil, aynı zamanda derin ekonomik hasarlara da yol açtığını belirten Sönmez, özellikle beklenen büyük İstanbul depremi için acil önlemler alınması gerektiğinin altını çizdi. Sönmez, depremlerle mücadelede hem bireylerin hem de kurumların bilinçlenmesinin önemine dikkat çekti.



İstanbul ve Marmara Bölgesi Büyük Risk Altında

Sönmez, "Ülkemizin üretim gücünün önemli bir bölümü fay hatlarının üzerinde bulunuyor. Özellikle İstanbul ve Marmara Bölgesi, ülke ekonomisine ciddi katkı sağlarken, büyük bir depremin ardından telafisi mümkün olmayan ekonomik kayıplarla karşılaşabiliriz" dedi. Türkiye’nin topraklarının büyük bir bölümünün deprem kuşağında yer aldığını hatırlatan Sönmez, bu bağlamda toplumsal ve ekonomik hazırlıkların kaçınılmaz olduğunu ifade etti. İstanbul’un sadece Türkiye’nin değil, bölgenin de ekonomik ve ticari merkezi olduğuna işaret eden Sönmez, büyük bir depremin ardından yaşanacak ekonomik kayıpların sadece şehirle sınırlı kalmayacağını, ülke genelinde geniş etkiler yaratabileceğini belirtti.



Gelecek Asrı Kapsayacak Deprem Fonu Önerisi

TÜRKONFED Başkanı Süleyman Sönmez, depremle mücadelede sadece kamu kaynaklarının yeterli olmayacağını belirterek, özel sektör ve sivil toplum işbirliğinin de sürece dahil edilmesi gerektiğini vurguladı. "Gelecek asrı dahi kapsayacak bir deprem fonu kurgulamalıyız" diyen Sönmez, kamu, özel sektör ve sivil toplumun birlikte hareket etmesiyle depreme dayanıklı şehirlerin inşa edilmesi gerektiğini belirtti. Sönmez, böyle bir fonun yalnızca afet sonrası iyileşme süreçlerine değil, aynı zamanda önleyici tedbirlerin alınmasına da katkıda bulunacağını ifade etti. Fonun, eğitim, araştırma ve geliştirme projeleri, yapı denetimleri ve kentsel dönüşüm gibi alanlarda kullanılmasını önerdi.



reklam
reklam

Depreme Dayanıklı Kentler Türkiye’nin Beka Meselesi

Sönmez, depremle mücadelenin sadece bir afet yönetimi olmadığını, aynı zamanda bir beka meselesi olduğunu belirtti. "Depreme dayanıklı kentler inşa etmek, hem can kaybını önlemek hem de ekonomik etkileri hafifletmek açısından Türkiye’nin geleceği için hayati öneme sahiptir" dedi. Sönmez, deprem riskinin yönetilmesinin sadece yapıların güçlendirilmesi değil, aynı zamanda toplumun ve ekonominin bu risklere karşı dayanıklı hale getirilmesi anlamına geldiğini vurguladı. Bu bağlamda, afet yönetim planlarının ve acil durum senaryolarının her düzeyde oluşturulmasının önemini ifade etti. Ayrıca, deprem riskine karşı eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarının artırılmasını önerdi.



Üretimin Anadolu'ya Yayılması Önerisi

Marmara Bölgesi'nin hem üretim hem de ticaret açısından kritik bir öneme sahip olduğunu belirten Sönmez, ekonomik riskin azaltılması için üretim ve ticaretin Anadolu’ya yayılması gerektiğini vurguladı. Bu adımın, bölgeler arası gelişmişlik farkını da kapatacağına dikkat çeken Sönmez, "Yeni İstanbullar, yeni Marmara bölgeleri yaratmak hem ekonomik rekabeti artırır hem de olası bir depremin ekonomik etkilerini azaltır" dedi. Anadolu’nun farklı bölgelerinde endüstriyel altyapının güçlendirilmesi ve yatırım teşviklerinin artırılması gerektiğini belirten Sönmez, bu stratejinin uzun vadede ülke ekonomisini daha dirençli hale getireceğini söyledi. Ayrıca, bu yayılmanın sosyal ve kültürel açıdan da olumlu etkiler yaratacağını, yerel ekonomilerin güçlenmesine ve iş olanaklarının artmasına katkıda bulunacağını ifade etti.



Toplumun Her Kesiminin Katılımı Şart

Sönmez, depreme karşı alınacak önlemlerin toplumsal bir hareket haline gelmesi gerektiğini belirtti. "Sadece hükümetin değil, her bireyin ve kurumun bu mücadelede rol alması gerekiyor" diyen Sönmez, afet hazırlıklarının, her bireyin kendi yaşam alanında alacağı önlemlerle başlayacağını söyledi. Ayrıca, toplumsal bilinçlenme ve eğitimin artırılması gerektiğini vurguladı. Okul ve iş yerlerinde düzenlenecek tatbikatlar, eğitim programları ve bilgilendirme kampanyalarının önemine dikkat çekti. Deprem hazırlıklarının bir yaşam tarzı haline getirilmesi gerektiğini belirterek, bu konuda toplumun her kesiminin katkısının önemli olduğunu ifade etti.



Sonuç ve Çağrı

Sönmez, depreme karşı hazırlıklı olmanın, sadece kısa vadeli önlemler değil, uzun vadeli stratejiler ve sürdürülebilir çözümler gerektirdiğini belirtti. "Evde sağlık kontrollerinden tutun da, büyük ölçekli yapısal iyileştirmelere kadar her şeyin planlanması ve uygulanması gerekiyor" dedi. Sönmez, Türkiye’nin geleceği için herkesin bu konuda duyarlı olması gerektiğini ve sadece resmi kurumların değil, bireylerin de bu sürecin bir parçası olması gerektiğini vurguladı. Deprem gerçeğiyle yüzleşmenin, sadece anlık değil, sürekli bir çaba gerektirdiğinin altını çizdi ve tüm Türkiye’yi bu önemli konuda harekete geçmeye çağırdı.